T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
Esas No. 2016/5688
Karar No. 2019/14533
Tarihi: 01.07.2019
» Ulusal Bayram ve Genel Tatillerde Çalıştığını İşçinin Kanıtlamasının Gerekmesi
» İmzalı Ücret Bordrolarında Ulusal Bayram Genel Tatil Ücreti Tahakkuku Yapılmamışsa Bordroların Kesin Delil Niteliğinde Olduğu
ÖZET:
Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan bayram ve genel tatil ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde işçi, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını her türlü delille ispat edebilir.
Ulusal bayram ve genel tatillerde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda, tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bununla birlikte, işyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
İmzalı ücret bordrolarından, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından daha fazla çalışıldığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin alacağının bordroda görünenden daha fazla olduğu yönünde bir ihtirazi kaydının bulunması halinde, ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının ispatı her türlü delille yapılabilir. Ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, tahakkuku aşan çalışmalar her türlü delille ispat edilebilir ve bordrolarda yer alan ödemelerin mahsubu gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, davalının sunduğu imzalı ücret bordrolarının bir kısmında genel tatil ücreti tahakkuklarının bulunmasına rağmen hükme esas alınan bilirkişi raporunda ve mahkemece bu tahakkukların değerlendirilmemesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.